İstiklâl Marşı şairimiz
ve millî mücadelemizin manevi mimarlarından Mehmet Âkif Ersoy’u anma amacıyla
Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından, “Mehmet Âkif
Ersoy’u Anma Programı” adlı etkinlik gerçekleştirildi. Şehit Üsteğmen Murat Taylan
Öncel Konferans Salonunda gerçekleşen etkinliğe İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Selim Cengiz, akademik ve idari personelimiz ile
öğrenciler katıldı.

Saygı Duruşu ve
İstiklal Marşı ile başlayan program İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dekanımız Prof. Dr. Selim Cengiz’in açılış konuşmaları ile devam etti.

Açılış konuşmasında
Prof. Dr. Selim Cengiz, “İstiklâl Marşımızın şairi, milletimizin bağımsızlık
ruhunu dizeleriyle ölümsüzleştiren büyük mütefekkir Mehmet Akif Ersoy’u doğum
yıl dönümünde anmak üzere düzenlediğimiz bu anlamlı programa hepiniz hoş geldiniz.
Mehmet Akif Ersoy, yalnızca güçlü bir şair değil; aynı zamanda yaşadığı dönemin
toplumsal sorunlarına duyarlılıkla yaklaşan, ahlakı, sorumluluğu, adaleti ve
vatan sevgisini hayatının merkezine alan örnek bir fikir ve dava insanıdır.
Kaleme aldığı eserler, milletimizin en zor zamanlarında umut olmuş; bağımsızlık
mücadelesine yön veren bir bilinç inşa etmiştir. Akif’in düşünce dünyasında
ilim, ahlak ve fazilet birbirinden ayrılmaz bir bütündür. O, kalemiyle olduğu
kadar şahsiyetiyle de milletine yol göstermiş; inandığı değerlerden asla taviz
vermeden yaşamanın mümkün olduğunu ortaya koymuştur. Bu yönüyle Mehmet Akif
Ersoy, bugün de gençlerimiz için güçlü bir rol model olmaya devam etmektedir.
Üniversiteler, yalnızca mesleki bilgi üreten kurumlar değil; aynı zamanda
toplumsal hafızayı diri tutan, değerler dünyasını besleyen ve geleceği inşa
eden merkezlerdir. Bu etkinlik vesilesiyle, Mehmet Akif Ersoy’un fikirlerini
akademik bir bakış açısıyla ele almayı, onun mirasını genç kuşaklara aktarmayı
ve milli-manevi değerlerimizle kurduğumuz bağı daha da güçlendirmeyi
amaçlıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle, programın hazırlanmasında emeği geçen
tüm personelimize teşekkür ediyor; Mehmet Akif Ersoy’u saygı, rahmet ve
minnetle anıyor, etkinliğimizin verimli geçmesini temenni ediyorum.” dedi.

Programda konuşmacı
olarak Üniversitemiz Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi
Yunus Şahbaz yer aldı.. Mehmet Âkif Ersoy’un hayatı, fikir dünyası, edebî
kişiliği ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindeki yerini anlatan Dr. Öğr.
Üyesi Yunus Şahbaz, “1873 yılında doğan Mehmet Akif Ersoy, 1893 yılında baytar
mektebinden mezun olmuş, I. Dünya savaşına kadar genel olarak mesleğini icra
eden Ersoy savaş esnasında Teşkilat-ı Mahsusa’nın göndermesiyle Almanya ve Orta
Doğu ülkelerinde faaliyetlerinde bulunmuştur. Savaş sonrasında İzmir’in
işgalinin hemen ardından 14-15 Nisan’da Anadolu’ya, Balıkesir’e geçerek Millî
Mücadele’ye ilk katılan isimlerden biri olmuştur. 5 Haziran 1920’de Burdur
milletvekili olarak Meclis’e girmiş ve yine Millî Mücadele’de Kastamonu’daki
Nasrullah Camii’nde Milli Mücadele’yi desteklemek için verdiği vaazlar toplumda
nezdinde çok etkili olmuştur. 12 Mart 1921’de ise, Akif Ersoy’un yazdığı şiir
İstiklal Marşı olarak Meclis tarafından kabul edilmiştir. 1926 yılında Mısır’a yerleşen Ersoy 10 yıl
Mısır’da yaşadıktan sonra tekrar Türkiye’ye dönmüş ve 1936 yılında İstanbul’da
vefat etmiştir. Mehmet Akif Ersoy, İsmet
Özel’in ifadesiyle, kavganın göbeğinde yaşamış milli şairimizdir. Ersoy’un en
öne çıkan üç temel özelliğini vurgulamak gerekir; bunlardan birincisi mücadele
ruhu, ikincisi ahlâkı ve üçüncüsü de milletine duyduğu sevgi ve
bağlılıktır. Ersoy’un mücadeleci ruhunu
hem fiilen hem de şiir ve vaazlarında görmek mümkündür. Bursa’nın işgali
üzerine yazdığı ‘Bülbül’ şiiri, bu işgalin Türk aydını ve Türk milleti
üzerindeki travmasını en güzel gösteren örneklerden biridir. Millî Mücadele
sonrasında da Mehmet Akif Ersoy fikirlerinde sabit kalmış; inandığı gibi
yaşayıp ölmüştür. Mehmet Akif Ersoy’un öne çıkan bir diğer özelliği de
ahlâkıdır. Mithat Cemal Kuntay’ın ifadesiyle, Akif bir ahlâk timsalidir. Büyük
çöküşlerin, maddi ve manevi anlamda büyük acı ve dramların içinde yaşamasına
rağmen ahlâkî duruşundan ve ilkelerinden asla taviz vermemiştir. Bizzat kendisi
de ifade ettiği gibi, Akif’in bu ahlâkının kaynağı da imanı ve Kur’an’dır.
Dolayısıyla Mehmet Akif Ersoy her yönüyle inanmış bir adamdır. Son olarak Mehmet Ersoy’un milletine sevgisi
ve sadakatinden söz etmek gerekir. Ersoy, asla milletine ve devletine
küsmemiştir. Fikren ayrı düşüp Mısır’a gitmek zorunda kaldığında bile, Türkiye
ve Türkçeyle ilgilenmeye devam etmiştir. Kırılgan ve hassas bir karakteri
olmasına rağmen asla milletine karşı bir küskünlük içerisine girmemiştir.
Nitekim de son nefesini Türkiye’de vermek için vefatından kısa bir süre
Türkiye’ye dönüş yapmıştır. Sonuç olarak
şu söylenebilir; Mehmet Akif Ersoy’u anlamak, onun ezbere bilinen şiirlerinin
ardındaki adamı ve anlamı anlamak demektedir. Akif, kendisi için değil vatanı
için yaşayan ve mücadele eden, ahlâkıyla temeyyüz eden ve direnen bir adamdır.
Sadece sağken değil öldükten sonra da Türk milleti için kıymetli kalmaya devam
eden müstesna isimlerden biridir.” şeklinde konuştu.



Program; Prof. Dr.
Selim Cengiz’in, Dr. Öğr. Üyesi Yunus Şahbaz’a teşekkür belgesini vermesiyle
sona erdi.
